Dünyanın en gelişmiş ve “aşılmaz” denen savunma sistemlerinden İsrail’in Demir Kubbe’si, İran’ın çok katmanlı ve zekice kurgulanmış saldırıları karşısında yetersiz kaldı. Bu olay, modern savaşlarda zaferin anahtarının sadece pahalı teknolojilerde değil, rakibin zayıflıklarını okuyabilen stratejik akıl, asimetrik taktikler ve görünmez siber silahlarda yattığını bir kez daha kanıtladı. İran, İsrail’e karşı kaba kuvvetle değil, adeta bir satranç ustası gibi planladığı bir “akıl oyunu” ile üstünlük sağladı.
📡 GÖRÜNMEYEN SİLAH: Elektronik Harp ile Radarlar Nasıl Kör Edildi?
İran’ın saldırısının ilk ve en kritik hamlesi, fiziksel füzelerden önce dijital alanda yapıldı. Gelişmiş elektronik harp (EH) teknikleri kullanılarak, Demir Kubbe’nin radar ve iletişim sistemlerine yönelik yoğun bir karıştırma (jamming) uygulandı. İsrail’in savunma füzelerini hedefe yönlendiren hassas veri akışı bozuldu. Sonuç: hedeflerinden sapan, havada imha olan ve hatta iddialara göre kendi bataryalarını vuran pahalı önleyici füzeler. Bu hamle, İran’ın savaş alanında sadece fiziksel değil, teknolojik ve bilgi üstünlüğü de kurduğunu gösterdi.
♟️ ÜÇ KATMANLI MAT: Sürü Dronlar, Sahte Füzeler ve Hipersonik Darbe
İran’ın askeri stratejisi, Demir Kubbe’yi adım adım tuzağa düşüren üç katmanlı bir mat planı üzerine kuruluydu:
-
- 1. Hamle (Oyalama): Yüzlerce Shahed kamikaze dronundan oluşan sürüler, ilk dalga olarak İsrail hava sahasına gönderildi. Amaçları büyük hedefleri vurmaktan çok, Demir Kubbe’nin radarlarını meşgul etmek, alarm seviyesini en üste çıkarmak ve savunma sistemini sürekli ateş etmeye zorlayarak “yormaktı”.
- 2. Hamle (Tuzak): Radarlar dronlarla meşgulken, eski model ve düşük maliyetli tuzak balistik füzeler ateşlendi. Demir Kubbe, bu sahte hedefleri gerçek tehdit sanarak milyonlarca dolarlık önleyici füzelerini boşa harcadı. Savunma kalkanı, bilinçli bir şekilde israf ettirildi.
- 3. Hamle (Mat): Demir Kubbe’nin cephanesi tükenmiş ve yeniden yükleme için gereken kritik 11 dakikalık sürece girmişken, asıl darbe geldi. Sesten kat kat hızlı olan ve radarlara yakalanmayan Fattah hipersonik füzeleri, savunmasız kalan hedeflerini sadece 7 dakika içinde vurdu.
Bu strateji, harp okullarında ders olarak okutulacak nitelikte bir asimetrik savaş örneğidir.
🧠 EDİTÖR YORUMU: PAHALI TEKNOLOJİ DEĞİL, AKILCI STRATEJİ KAZANIR
Demir Kubbe’nin yaşadığı bu hezimet, tüm dünya ülkeleri ve özellikle Türkiye için tarihi bir ders niteliğindedir. Bu olay, en pahalı ve en gelişmiş savunma sistemlerinin bile, akılcı ve çok katmanlı bir strateji karşısında kırılabileceğini ispatlamıştır. Mesele, en teknolojik silaha sahip olmak değil, rakibin sistemini bir bütün olarak analiz edip onun zayıf noktalarına (yeniden yükleme süresi, mühimmat maliyeti, radar kapasitesi) oynamaktır.
Türkiye’nin savunma doktrini, bu örnekten yola çıkarak kendi kendine yeterlilik ilkesini; yerli ve milli elektronik harp kabiliyetleri, siber caydırıcılık ve asimetrik tehditlere yönelik esnek stratejilerle güçlendirmelidir. Tek bir “mucize” sisteme güvenmek yerine, birbirini tamamlayan, dağıtık ve akıllı sistemler ağı kurmak, geleceğin savaşlarında ayakta kalmanın tek yoludur. Zaferi getiren demir değil, demiri yöneten akıldır.