Telefonunuza gelen cevapsız bir WhatsApp araması veya görmediğiniz bir mesaj… Hepsi bu. Pegasus casus yazılımının, bir insanın tüm dijital hayatını ele geçirmesi için gereken tek şey bu kadar basit bir başlangıç ve hedefin telefon numarası. Kullanıcının hiçbir şeye tıklamasına bile gerek kalmadan çalışan bu “sıfır-tık” (zero-click) saldırısı, siber casusluğun ulaştığı korkutucu seviyeyi gözler önüne seriyor.
📱 SESSİZ SIZMA: Pegasus’un “Sıfır-Tık” Saldırısı Nedir?
Pegasus’un en tehlikeli özelliği, kurbanın herhangi bir linke tıklamasını veya dosya indirmesini gerektirmemesi. Yazılım, WhatsApp gibi popüler uygulamaların o an için bilinmeyen güvenlik açıklarından faydalanarak kendini telefona yüklüyor. Siz uyurken veya telefonunuz cebinizdeyken, bir hayalet gibi içeri sızıyor ve ardından tüm izlerini silerek görünmez hale geliyor.
💾 SİLİNENLER DAHİL HER ŞEY KAYIT ALTINDA: Dijital Ruhunuzun Kopyalanması
Pegasus bir kez içeri sızdığında, telefon artık sizin değil, onu kontrol edenlerin oluyor. Yazılımın erişebildikleri:
- Tüm WhatsApp ve diğer mesajlaşma uygulamalarındaki yazışmalarınız (siz silseniz bile).
- Telefon görüşmeleriniz.
- E-postalarınız, fotoğraflarınız, videolarınız.
- Telefonun mikrofonunu ve kamerasını sizden habersiz açarak ortam dinlemesi ve görüntü kaydı.
- GPS üzerinden anlık konumunuz.
Burak Bozkurtlar’ın belirttiği gibi, “Silinen mesajlar dahi veri tabanında şüpheli işlem olarak işlenmekte ve önemli kişilerin bilgileri depolanmaktadır.” Yani, dijital olarak var olan her şey kopyalanıyor.
👑 HEDEFLERİN SINIFLANDIRILMASI: “Bakan, Hakim, Gazeteci…”
Bu operasyon rastgele yapılmıyor. Burak Bozkurtlar, sistemin hedefleri sınıflandırdığını vurguluyor: “Kullanıcılara, devlet başkanı, bakan, hakim veya savcı gibi rollere göre ayrı ayrı sınıflandırma yapılmaktadır.” Bu, toplanan verinin ne kadar stratejik olduğunu ve hedeflerin rütbe ve önemine göre özel olarak izlendiğini gösteriyor. Hatta bazı ajanlara, bu sistemlerde serbestçe hareket etmeleri için “üstün filtreleme hakları” tanınıyor.